Nikeia, Ascania Gölü kenarında, tarihi
bir şehirdi. Mekece ile Sakarya bağlantısı vardı. Ayrıca, doğuya giden
yollar buradan devam ediyordu, Selçuklular, “Roussel Olayı” nedeni ile
Nikeia çevresinde görülmüşlerdi. İki yıl sonra, 1075 yılında
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İstanbul’un hemen yanında büyük ve tarihi bir
Bizans kenti olup, sağlam surlara sahip bulunan Nikeia’yı (İznik’i)
fethetti. Süleyman Şah burasını temellerini atmakta olduğu Anadolu
Selçuklu Devleti’nin başkenti yapmak sureti ile devletini kurdu. Ancak
Anadolu Selçuklu Devleti fiilen, Büyük Selçuklu İmparatoru Sultan
Melikşah’ın ölümü (1092) ile meydana gelen iktidar boşluğu üzerine,
İznik şehrinde Süleyman Şah’ın oğlu Kılıç Arslan tarafından kurulmuştur.
Yani Kılıç Arslan’ın idaresinde “Anadolu Selçuklu Devleti” bağımsız bir
devlet kimliği kazandı.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1081’de,
Bithynia’daki fetihleri, Bizans aleyhine sürdürdü. Böylece, Sakarya
nehrinin doğusundaki yarımadada Türk askerleri görüldü. Sakarya
bölgesinde Bizans hâkimiyeti döneminde Maryandenos toplumu yaşamaktaydı.
Türkler, Alexius Kommenos devrinden itibaren Sakarya vadisine kadar
ilerleyip bölgeye akınlar düzenledi. Bu akınlar yerleşimden ziyade
Bizans topraklarından ganimet elde etme amacı ile gerçekleşiyordu.
Komnenos, savaşarak Selçukluları yalnızca İstanbul Boğazından ve denize
komşu bölgelerden çok uzağa sürmekle kalmadı. Onları tüm Thynia
(Sakarya’nın kuzey-batısı Kefken Kandıra dolayları) ile Bithynia’nın
sınırlarından ve Nikomedia dolaylarından sürüp uzaklaştırarak, Süleyman
Şah’ı barış yapmak zorunda bıraktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder